Güzel Ahlak Üzerine
Füyuzat'tan:
Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV) Muaz İbn-i Cebel'e Şöyle buyurdular:
“ Ey Muaz! Allahtan korkmak ve himayesine girmek, doğru konuşmak, verdiği sözde durmak, emaneti ödemek, hiyanet etmemek, komşu hakkını korumak, öksüze merhamet etmek, tatlı sözlü olmak, herkese selam vermek, güzel amel ve işlerde bulunmak, uzun kuruntularda bulunmamak, imanını korumak, Kur'an'ı anlamak, ahreti sevmek, hesabın korkusunu taşımak ve herkese şefkat kanatlarını germeği tavsiye ederim. .
“ Ey Muaz! Hikmet sahiplerine kötü söz söylemekten, doğruyu yalanlamaktan, günahkara itaatten, adil hükümdara isyandan, ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaktan seni nehy ederim! . Nerede olursan ol, takva üzerinde olup Allahtan korkmak, ve her günahın akabinde tevbe etmekle tavsiye ederim! . Gizli günah işledinse gizli, aşikare isyan ettinse aşikare tevbe edersin! “ (Hadis-i şerif: Ebu Nuaym-Beyhaki)
O Sevgi'den: . . . . . . . . . . . . . . . . .
Dinmeyen kalp ağrısını terennüm eden feryaddır bu şiir!
Coşkun nehir misalı mısralar mecrasından akarcasına.
Bir kor bırakır da göğüste, hiç sönmeyen hararet içerir
Vuslatı imkansız bir özleme, usanmadan bakarcasına. . .
Hicranın esiri olmuş gönül, bıkmadan canan'ı arar!
Hasret'in peydah ettiği derundaki yara durmadan kanar. . .
Sönmekte olan volkanın lavları gibi için için yanar
Kızıl kora dönüşmüş mor alevli hararet çıkarcasına! . . .
Lomei.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Bir Hadis-i şerif:
“ Allah'ın zikrinden başka konularda sözü çoğaltmayın! Çünkü Allah'ın zikrinden başka çok söz, kalbe katılıktır. İnsanlar arasında Allah'a en uzak olanlar da, kalbi kati olanlardır! “
(İbn-i Merduyeh. Abdullah İbn-i Ömer'den naklen. . . )
Yöneliş'ten:
. . . İbn-i Kesir tefsirinde şöyle geçer: Katade'nin İbn-i Amr'dan nakletmesine göre: Bir kişi Lailaheillallah deyince(Ki bu, ihlas sözüdür)amelleri kabul edilir. AllahuTaala, bir kişi bu sözü söylemedikçe hiçbir amelini kabul etmez. Elhamdülillah deyince(Ki bu şükür kelimesidir. Bunu söylemedikçe AllahuTaala'ya asla şükretmiş olmaz), Allah'a şükretmiş olur. Allah-ü Ekber deyince bu, göklerle yerin arasını doldurur. Sübhanellah deyince, bu tespih sözüdür. Mahlükatın duasıdır. La havle vela kuvvete illa billah deyince AllahuTaala buyurur ki: “ kulum bana teslim oldu. Ben de onun teslimiyetini kabul ettim. Onu bağışladım”